20 Haziran 2013

Hayat...


Hayat, dar kot gibidir. Dışardan bakana güzel ama içindeki için sıkıntılarla dolu...

Hayat, yorgan gibidir.Bazen içinde kaybolmak istersin, ama bazen de çok üstüne gelir seni boğar...

Hayat, kirli don gibidir.Varlığıyla rahatsız eder , ama yokluğunu  göze alamazsın...

Hayat, bilmediğin semtte taksiye binmek gibidir.Aynı yerlerde dolaştığını farkedip buna rağmen hala istediğin yere ulaşmayı umut edersin.

02 Haziran 2013

Gaz

Adım Margarita.28 yaşındayım.Eşim ve ben Barcelona'dan 4 günlük bir tatil için İstanbul'a geldik. İstanbul'u ilk kez göreceğimiz için çok mutluyduk.Gezilecek yerleri internetten araştırdık, kalacağımız oteli de booking.com'dan  bulduk. Şehir merkezinde olursa her yere daha kolay gideriz diye düşündük ve Taksim'e yakın olduğu için Elmadağ'da bir otele rezervasyon yaptık.Cuma akşamı havaalanından bindiğimiz taksinin şoförüne otelin adının ve adresinin  yazılı olduğu kağıdı gösterdik. Güzel bir İstanbul akşamı için heyecanlanmaya başlamıştık bile. Şehir merkezine yaklaştıkça ortada bir tuhaflık olduğunu anladık. İnsanlar yüzlerinde maskelerle dolaşıyorlardı ve bunda haklıydılar ,ortamda gözleri çok çok yakan birşey vardı. Taksinin bizi aynı yerlerden geçirdiğini farkettik ama bunu bizi dolandırmak icin değil, otele ulaşacak bir yol bulmak için yaptığını anladık, çünkü her yer kapalıydı. Sonunda şoför bizi sonradan İnönü Stadı olduğunu öğreneceğimiz bir yerde indirdi.Gözlerimiz yanıyor ve  öksürüyorduk. Tepemizde dolaşan helikopterlerin güçlü ışıkları, yukarıda bir yerde hep bir ağızdan bağıran insanlar  ikimizi de çok tedirgin etmişti.Orda öylece kalmıştık ve yoldan çok az araç geçiyor, taksiler durmuyordu. Yanımızdan ağlayarak geçenler oldu.Konuşmaları anlamıyordum ama "gaz"ı çözmek zor olmadı.Eşim ve ben de kaşkollarımızla ağzımızı burnumuzu kapattık. Yanımızdan geçen birilerini durdurup İngilizce bilip bilmediklerini sorduk.Biliyorladı.Olanları onlara anlattık.Otelin adresini gösterdiğimizde suratlarının aldığı şekil hiç hoşumuza gitmedi. Otelin olduğu bölgenin hiç güvenli olmadığını, tüm çatışmanın ortasında yer aldığını söylediler.Kendi aralarında konuştular.Sanırım bizim için alternatif yollar düşündüler. Bir yandan da telefonlarından internete girip son durumu kontrol ediyorlardı.Tam da o sırada bizim otelin önünde çok sayıda yaralının olduğu haberi geldi. İstanbul'a  geldiğime çoktan pişman olmuştum.Korkuyordum ve beni buraya getiren eşimle yabancıların yanında kavga etmemek için kendimi zor tutuyordum.Bize yardım etmeye çalışan kişiler oteli aradılar ve onlarla konuşup durumun gerçekten de yazıldığı gibi olduğunu öğrendiler.Hep beraber taksi beklemeye başladık.Bu epey sürdü.Sonunda biri durdu.Taksi şoförüne adresi tarif ettiler ve otelin telefon numarasını kaydettirdiler.Bu taksi bizi acaba nereye kadar götürebilecekti?Bu geceyi  sağ salim geçirebilecek miydim?

Yukaridaki, cuma akşamı yaşanan bir olay.Şoförü yalvar yakar ikna ettik, "yazık, kalmışlar orta yerde, başlarına bir şey gelecek, rezil olacaz bütün dünyaya"  dedik. İspanyollar defalarca teşekkür ettiler ve gittiler. Ama nereye kadar gidebildiler, iyiler mi, bunu nasıl atlatacaklar hiç bilemiyorum.Ertesi günü oteli tekrar aradım ama ne isimlerini ne de o akşam konuştuğum görevlinin adını biliyorum.O şartlar altında pek detaylı düşünemiyor insan.
Umarım herşey yolundadır.