Ben yüzme bilmem. Boyumu geçmeyen sularda yüzüyormuş gibi
yaparım. İskeleden, tekneden atlayamam. Tatile gitmeden önce oteli arar, havuz
derinliği sorarım.
On yedi yaşındayken,
üniversite sınavı sonrası, bir otobüsü dolduracak adette kızlı erkekli ve bol
neşeli bir grup arkadaşla Bodrum’a
tatile gitmiştim. Merkezde, küçük bir otelde kalıyorduk ve havuz 1.40’tan
başlayıp eğimlenerek 2 metreye kadar derinleşiyordu. En zoru da eğimli
havuzdur, hep bir tedirginlik, hep bir paranoya halindesinizdir.
Koyları dolaşmadığımız veya tekne turunda olmadığımız bir
gün, oteldeki havuzda kalabalık ve gürültülü bir grup halinde takılıyorduk.
Bodrum’daki yazlıklarından annesinden izin alarak bizim yanımıza gelen yine
bizim liseden bir kızla ilk defa bu kadar soyunuk halde gördüğümüz
arkadaşlarımızın dedikodusunu yapıyorduk. Havuzun kenarına oturmuş, ayaklarımızı
suya sarkıtmıştık. Havuzun o tarafı benim için bir okyanus kadar tehlikeliydi
ama onun memesi bunun poposu derken kontrolü elden bırakmıştım.
Arkamızdan ıslak ayakları kaya kaya gelen bir serseri ikimizi
birden suya itti. Benim dışımda herkes için bu, ortama gayet uygun hahaha hihihi
bir şakaydı.Ama ben havuzun dibine doğru gidiyordum.Ölücem dedim.Sırtüstüydüm
herhalde, zira güneşin gözlerimi kamaştırdığını hatırlıyorum.Dibe dokundum ve
sonra su üstüne sadece bir saniyeliğine kafam çıktı. Ağzımdan, burnumdan,
kulağımdan içime hava çekebileceğim her yerden derin bir nefes çektim. Yardım
istemek için elimi kaldırdım. O kadar kim kime dumdumaydı ki, hiç umudum
kalmamıştı. Göt kadar havuzda herkesin gözü önünde pisi pisine gidiyordum.
İkinci kez dibe doğru çökerken onu gördüm: Kurtarıcımı. Bizim
gruptan, benden bir yaş küçük, saz gibi uzun, ince bir delikanlı.Yattığı
şezlongta benim debelenişimi farketmiş, yerinden bir ok gibi fırlamıştı. Onun
suya atlayışını hatırlıyorum, bir sonraki karede ise kollarım titrediği için
kendimi havuzdan yukarıya çekemeyişimi.Popomdan iterek çıkarmışlardı beni o
tehlikeli azgın sulardan.
Daha sonra, kurtarıcımla iki veya üç kez , üniversite
yıllarında, okuduğum üniversitenin yakınlarında karşılaştık, kız arkadaşıyla
aynı bölümdeydim. Her gördüğümde ona sarılmak istedim. Nerdeyse 20 yıldır da ne
gördüm ne hakkında birşey duydum.
Sonra bir gün, ortak arkadaşlar vesilesiyle bir şekilde
kurtarıcımı Facebook’ta arkadaş listeme ekledim. Üniversitedeki o kızla
evlenmişti ve iki güzel çocuğu vardı.
Bugün beni ağlatan ne oldu biliyor musunuz? Kurtarıcımın oğlu,
katıldığı yüzme yarışında madalya kazandı!Tebrikler küçük adam!
Ve teşekkürler babası. Bir kez daha, bir kez daha teşekkürler!
1 yorum:
Geçmişe döndükçe tatlı tatlı ağrıyan yanlarımız gibi yazılar çıkıyor.
Güzel ne güzel...
Rasim
Yorum Gönder