08 Mart 2014

Her havuzun dibi aynı mıdır?


Ben yüzme bilmem. Boyumu geçmeyen sularda yüzüyormuş gibi yaparım. İskeleden, tekneden atlayamam. Tatile gitmeden önce oteli arar, havuz derinliği sorarım.

On yedi  yaşındayken, üniversite sınavı sonrası, bir otobüsü dolduracak adette kızlı erkekli ve bol neşeli bir grup arkadaşla  Bodrum’a tatile gitmiştim. Merkezde, küçük bir otelde kalıyorduk ve havuz 1.40’tan başlayıp eğimlenerek 2 metreye kadar derinleşiyordu. En zoru da eğimli havuzdur, hep bir tedirginlik, hep bir paranoya halindesinizdir.

Koyları dolaşmadığımız veya tekne turunda olmadığımız bir gün, oteldeki havuzda kalabalık ve gürültülü bir grup halinde takılıyorduk. Bodrum’daki yazlıklarından annesinden izin alarak bizim yanımıza gelen yine bizim liseden bir kızla ilk defa bu kadar soyunuk halde gördüğümüz arkadaşlarımızın dedikodusunu yapıyorduk. Havuzun kenarına oturmuş, ayaklarımızı suya sarkıtmıştık. Havuzun o tarafı benim için bir okyanus kadar tehlikeliydi ama onun memesi bunun poposu derken kontrolü elden bırakmıştım.

Arkamızdan ıslak ayakları kaya kaya gelen bir serseri ikimizi birden suya itti. Benim dışımda herkes için bu, ortama gayet uygun hahaha hihihi bir şakaydı.Ama ben havuzun dibine doğru gidiyordum.Ölücem dedim.Sırtüstüydüm herhalde, zira güneşin gözlerimi kamaştırdığını hatırlıyorum.Dibe dokundum ve sonra su üstüne sadece bir saniyeliğine kafam çıktı. Ağzımdan, burnumdan, kulağımdan içime hava çekebileceğim her yerden derin bir nefes çektim. Yardım istemek için elimi kaldırdım. O kadar kim kime dumdumaydı ki, hiç umudum kalmamıştı. Göt kadar havuzda herkesin gözü önünde pisi pisine gidiyordum.

İkinci kez dibe doğru çökerken onu gördüm: Kurtarıcımı. Bizim gruptan, benden bir yaş küçük, saz gibi uzun, ince bir delikanlı.Yattığı şezlongta benim debelenişimi farketmiş, yerinden bir ok gibi fırlamıştı. Onun suya atlayışını hatırlıyorum, bir sonraki karede ise kollarım titrediği için kendimi havuzdan yukarıya çekemeyişimi.Popomdan iterek çıkarmışlardı beni o tehlikeli azgın sulardan.

Daha sonra, kurtarıcımla iki veya üç kez , üniversite yıllarında, okuduğum üniversitenin yakınlarında karşılaştık, kız arkadaşıyla aynı bölümdeydim. Her gördüğümde ona sarılmak istedim. Nerdeyse 20 yıldır da ne gördüm ne hakkında birşey duydum.

Sonra bir gün, ortak arkadaşlar vesilesiyle bir şekilde kurtarıcımı Facebook’ta arkadaş listeme ekledim. Üniversitedeki o kızla evlenmişti ve iki güzel çocuğu vardı.

Bugün beni ağlatan ne oldu biliyor musunuz? Kurtarıcımın oğlu, katıldığı yüzme yarışında madalya kazandı!Tebrikler küçük adam!

Ve teşekkürler babası. Bir kez daha, bir kez daha teşekkürler!

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Geçmişe döndükçe tatlı tatlı ağrıyan yanlarımız gibi yazılar çıkıyor.

Güzel ne güzel...

Rasim